Bolu'daki yangın faciasında hayatını kaybeden Alya'nın son sözleri yürekleri yaktı
Bolu'daki yangın faciasında hayatını kaybeden Alya'nın son sözleri yürekleri yaktı
Bolu Kartalkaya'da Grand Kartal Otel'de meydana gelen yangında annesiyle birlikte hayatını kaybeden 10 yaşındaki Alya'nın son sözleri milyonların yüreğini yaktı.
Bolu'nun gözde kayak merkezlerinden biri olan Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel’de meydana gelen yangın, Türkiye'yi derin bir yasa boğdu. İhmaller zinciri sonucunda çıkan yangında, 36’sı çocuk olmak üzere toplam 78 kişi hayatını kaybetti. Yangında Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Kübra Tonguç Altın ile 10 yaşındaki kızı Alya Altın da yaşamını yitirdi. Ülke genelinde büyük üzüntü yaratan facianın ardından geride kalan acı, hala tazeliğini koruyor.
Yangın Faciasında Büyük Kayıp
Grand Kartal Otel’de çıkan yangın, kısa sürede tüm binayı sardı. Otelde tatil yapmak için bulunan 78 kişi alevlerden kaçamayarak yaşamını yitirdi. Yangının ardından ortaya çıkan ihmaller zinciri, kamuoyunda büyük tepki topladı. Yangın sırasında otelde bulunan ve eşini ile kızını kaybeden Hilmi Altın’ın sosyal medyada paylaştığı video, milyonlarca insanın yüreğini dağladı.
Alya’nın Son Videosu Yürekleri Dağladı
Hilmi Altın, sosyal medya hesabında, yangından günler önce kızı Alya’nın çektiği bir videoyu paylaşarak duygularını dile getirdi. Videoda küçük Alya, tatil için duyduğu heyecanı şu sözlerle anlatıyordu:
“Çok şanslıyız çünkü Grand Kartal’da yer varmış ve biz de rezervasyon yaptırdık. Birlikte tatile gideceğiz, kayağa. Ayrıca annem bizim ETS Tur'da çalışan Banu ablama, 'Derin'in ailesiyle yan yana oda tutmaya çalışır mısın?' dedi. Banu ablam da çalışıyor ama olmazsa da bir şey olmaz. En azından birlikte tatile gidiyoruz.”
Minik Alya’nın bu neşeli sözleri, kısa süre sonra yaşanan facia ile büyük bir trajediye dönüştü. Hilmi Altın’ın paylaştığı video, milyonlarca kişi tarafından izlenerek duygusal anlar yaşanmasına neden oldu.
"Bu Bir Talihsizlik Değil, Göz Göre Göre Katliamdı"
Yangın faciasından sağ kurtulan Hilmi Altın, olayın ardından yaptığı açıklamalarda yaşadığı dehşeti anlattı ve adalet için mücadele edeceğini belirtti. Hilmi Altın, şu ifadeleri kullandı:
“Biz o otele ilk kez giderken, iki aile, pusetten beri beraber büyüyen, birlikte üniversite planları kuran, aynı evde yaşama hayaliyle büyüyen çocuklarımızın tatil arzularını yerine getirmek istedik. Ancak beraber cennete yürüyeceklerini bilemezdik. Kızımızı canından çok seven eşim de asla ayrı kalamadığı minik kuşunu, son nefesinde dahi bırakmadı.”
Altın, beraber tatile gittikleri Yalçın ailesinden Atakan Hoca ve kızı Derin’in de yangında hayatını kaybettiğini, Atakan Hoca’nın eşi Yaprak ve diğer kızı Defne’nin ise zorlukla kurtarıldığını belirtti. Yaşadığı acının tarif edilemez olduğunu ifade eden Hilmi Altın, sorumluların hesap vermesi için elinden geleni yapacağını vurguladı.
“O gün o otelde, kendi canları pahasına insanlar için koşturan herkesten Allah razı olsun. Çok büyük bir can pazarıydı. Ancak bu bir talihsizlik değildi! Göz göre göre bir katliam yapıldı. Bizlere o otelde resmen ‘ölümlerden ölüm beğen’ denildi.”