Kendine Yakın Olmak da Bir Temizliktir

Evini her hafta dip köşe temizliyorsun da… Kalbini en son ne zaman havalandırdın? Camları siliyorsun, halıyı süpürüyorsun, lavaboyu parlatıyorsun… Peki ya içini? Kalbini, zihnini, duygularını… Onlar ne zamandır birikmiş, tozlanmış, sıkışmış hâlde bekliyor olabilir? Kişisel bakım deyince aklımıza hemen sabunlar, losyonlar, serumlar gelir. Dış görünüşe özen göstermek önemlidir elbette. Ama iç temizlik, dış bakımdan belki de çok daha öncelikli, çok daha etkili bir ihtiyaçtır. Çünkü yıllardır sakladığın kırgınlıklar, kimseye anlatmadığın utançlar, bastırdığın öfkeler… Tıpkı tozlanan bir raf gibi içini ağırlaştırır. Görünmezler, ama taşınırlar. Sessizdirler, ama iz bırakırlar. Bazen kendine dürüst olmak en büyük bakımdır. Her şeyin yolundaymış gibi yapmak yerine, “Evet, bugün iyi değilim” diyebilmek… “Evet, kırıldım. Evet, yoruldum. Ama geçiyor, ama iyileşiyorum” diyebilmek. Yaşadığın hiçbir duygudan utanmamak… Çünkü bastırılan duygular büyür, susulan hisler çığlık olur. Paylaşmadığın her şey seni içten içe tüketir. Oysa içtenlikle ifade edilen bir duygu, seni hafifletir. İç temizlik, hayatı sadeleştirmekle de başlar. Gerekli olmayan yükleri bırakmak, affetmeyi öğrenmek, zihnindeki kalabalığı azaltmak… Bunlar da birer temizliktir. Sadece eşyaları değil, ilişkileri, beklentileri, alışkanlıkları da zaman zaman elekten geçirmek gerekir. Çünkü insan bazen başkasını değil, kendisini affetmediği için ilerleyemez. Kendine iyi bakmak, sadece iyi görünmek değil, iyi hissetmektir. Sağlıklı bir cilt güzel görünebilir ama sağlıklı bir ruh, hayatı başka bir ışıktan görmeni sağlar. Bu yüzden içini temiz tut. Ne kadar meşgul olursan ol, içinde sana ait bir alan bırak. Sessiz, sade ve gerçek bir alan… Orada kendinle karşılaş, kendine yakın ol. Çünkü insan en çok kendinden uzaklaştığında yorgun düşer. Arınmak, bedeninle değil; kalbinle başlar. Ve belki de iç temizliğin ilk adımı şudur: “Bugün kendime dürüst oluyorum.” Basit bir cümle gibi görünür ama en derin değişim bu farkındalıkla başlar.

Kendine Yakın Olmak da Bir Temizliktir
Evini her hafta dip köşe temizliyorsun da… Kalbini en son ne zaman havalandırdın? Camları siliyorsun, halıyı süpürüyorsun, lavaboyu parlatıyorsun… Peki ya içini? Kalbini, zihnini, duygularını… Onlar ne zamandır birikmiş, tozlanmış, sıkışmış hâlde bekliyor olabilir? Kişisel bakım deyince aklımıza hemen sabunlar, losyonlar, serumlar gelir. Dış görünüşe özen göstermek önemlidir elbette. Ama iç temizlik, dış bakımdan belki de çok daha öncelikli, çok daha etkili bir ihtiyaçtır. Çünkü yıllardır sakladığın kırgınlıklar, kimseye anlatmadığın utançlar, bastırdığın öfkeler… Tıpkı tozlanan bir raf gibi içini ağırlaştırır. Görünmezler, ama taşınırlar. Sessizdirler, ama iz bırakırlar. Bazen kendine dürüst olmak en büyük bakımdır. Her şeyin yolundaymış gibi yapmak yerine, “Evet, bugün iyi değilim” diyebilmek… “Evet, kırıldım. Evet, yoruldum. Ama geçiyor, ama iyileşiyorum” diyebilmek. Yaşadığın hiçbir duygudan utanmamak… Çünkü bastırılan duygular büyür, susulan hisler çığlık olur. Paylaşmadığın her şey seni içten içe tüketir. Oysa içtenlikle ifade edilen bir duygu, seni hafifletir. İç temizlik, hayatı sadeleştirmekle de başlar. Gerekli olmayan yükleri bırakmak, affetmeyi öğrenmek, zihnindeki kalabalığı azaltmak… Bunlar da birer temizliktir. Sadece eşyaları değil, ilişkileri, beklentileri, alışkanlıkları da zaman zaman elekten geçirmek gerekir. Çünkü insan bazen başkasını değil, kendisini affetmediği için ilerleyemez. Kendine iyi bakmak, sadece iyi görünmek değil, iyi hissetmektir. Sağlıklı bir cilt güzel görünebilir ama sağlıklı bir ruh, hayatı başka bir ışıktan görmeni sağlar. Bu yüzden içini temiz tut. Ne kadar meşgul olursan ol, içinde sana ait bir alan bırak. Sessiz, sade ve gerçek bir alan… Orada kendinle karşılaş, kendine yakın ol. Çünkü insan en çok kendinden uzaklaştığında yorgun düşer. Arınmak, bedeninle değil; kalbinle başlar. Ve belki de iç temizliğin ilk adımı şudur: “Bugün kendime dürüst oluyorum.” Basit bir cümle gibi görünür ama en derin değişim bu farkındalıkla başlar.