Kırşehir Ağzı: Bölgenin Yerel Sözcükleri ve Anlamları
Kırşehir'in yerel söz varlığı, bölgenin zengin kültürel geçmişini ve dil çeşitliliğini yansıtır. Bu yöresel kelimeler, hem günlük yaşamda hem de yerel kültürün korunmasında önemli bir rol oynar. İşte Kırşehir ağzında kullanılan bazı yerel kelimeler ve anlamları:

Bu yöresel kelimeler, hem günlük yaşamda hem de yerel kültürün korunmasında önemli bir rol oynar. İşte Kırşehir ağzında kullanılan bazı yerel kelimeler ve anlamları:
Kırşehir Yerel Sözcükleri
- Acep: Acaba
- Açacak: Anahtar
- Alaşa: Çok konuşan, olur olmaz şeylere karışan
- Alayı: Hepsi
- Anaç: Karşılık
- Astap: Elbise
- Astar: Tavan
- Ayıtlamak: Temizlemek
- Basma: Tezek
- Başangı: Yaramaz, haylaz
- Belermek: Akı iyice belirecek biçimde açılmak (göz için)
- Bıldır: Geçen yıl, bir yıl önce
- Bolalmak: Bollaşmak
- Bostan: Kavun, karpuz tarlası
- Börtlemek: Haşlamak
- Cabadan: Bedavadan
- Cağ: Lavabo, banyo
- Camadan: Yelek
- Cırmık: Tırnak izi
- Cücük: Civciv
- Çalgeçir: Çatal
- Çalma: Kibrit
- Çalkamaç: Ayran
- Çekişken: Kavgacı
- Celen: Ev saçağı
- Çıkla: Tümden
- Çitil: Çalı çırpı
- Dal: Arka, sırt
- Delme: Yelek
- Deşirici: Dilenci
- Devrambel: Ayçiçeği
- Dilmek: Yarmak
- Dinelmek: Ayakta durmak
- Direşmek: Sözünden veya kararından dönmemek
- Ditmek: Parçalara ayırmak
- Divlek: Kalın kabuklu olgun kavun
- Dolukmak: Ağlayacak duruma gelmek
- Dulda: Kuytu yer
- Ekemiş: Çok bilmiş
- Ekşimek: Surat asmak
- Elekçi: Çingene
- Erinmek: Üşenmek
- Essah: Doğru
- Efellemek: Afallamak, şaşırmak
- Erengi: Büyük anahtar
- Frek: Domates
- Gebeş: Karnı şiş olan
- Gınnap: Sicim
- Gızınmak: Isınmak
- Gidi: Ahlaksız
- Gostak: Kibirli, kendine çok güvenen
- Gülük: Hindi
- Garım: Sebze ve meyve bahçesi
- Gavkırmak: Kükremek, üzerine atlamak
- Gedik: Kaynatılmış buğday
- İpdi: İlk önce
- İşmar: El, göz veya baş ile yapılan işaret
- Kaaam: Akraba
- Kağşak: Eskimiş, gevşemiş
- Karakmak: Susamak
- Kelik: Boğazlı çocuk ayakkabısı
- Kepir: Çorak, verimsiz toprak
- Keskenmek: Elini kaldırıp vuracak gibi yapmak
- Köper: Tarla sınırı
- Kurk: Kuluçka
- Lapacı: Vücutça toplu ve iri olmasına rağmen direnci zayıf olan
- Maplak: Ateş küreği
- Memişhane: Ayakyolu, abdesthane
- Mertlemek: Zıplamak
- Müdare: İhtiyattan dolayı göz yumma
- Nakıs: Ters, aksi
- Oflaz: Yaptıklarıyla övünen
- Okuntu: Davetiye
- Ölük: Canlılığını yitirmiş, halsiz
- Örk: Hayvanları çayıra bağlamaya yarayan kalın ip
- Ötürmek: İshal olmak
- Pahıl: Cimri, hasis
- Pece: Pencere
- Pisik: Kedi
- Porsumak: Bozulmak
- Puhara: Baca
- Pürçüklü: Havuç
- Püsen: Kırağı
- Sasımak: Kokuşmak
- Sındı: Makas
- Sıracalı: Hastalıklı
- Sırıntı: Dokunmuş bez parçası
- Sızgıt: Kavrulmuş et, kavurma
- Sokum: Lokma
- Söğürme: Pirzola
- Süymek: Yeniden çıkmak
- Takanak: Alacak, borç
- Talaz: Dalga, kasırga
- Tap-tapı: Takunya
- Tavatır: Çok iyi, güzel
- Tıngırdak: Küçük çan
- Tosulamak: Emeklemek
- Tuman: Dal, şalvar
- Tuturuk: Ateş tutuşturacak çalı çırpı gibi şeyler
- Üzlük: Topraktan yapılmış küçük kulpsuz çömlek
- Verev: Çapraz
- Verep: Rampa
- Yadırgı: Yabancı
- Yağlık: Büyük mendil
- Yorak: Deri parçası
- Yülümek: Traş etmek
- Zaar: Galiba
- Zöhür: Sahur
- Zukga: Dayak
Bu yerel kelimeler, Kırşehir'in kültürel mirasını ve tarihini derinlemesine yansıtır. Her bir kelime, yöre halkının günlük yaşamında karşılaştıkları nesneler, olaylar ve kavramlar hakkında önemli bilgiler sunar. Bu sözlük, hem dil araştırmaları hem de bölgesel kültürlerin anlaşılması açısından değerli bir kaynaktır.