Yusuf Kırşehri: Türk Müzik Teorisinin Öncüsü

Yusuf Kırşehri, 1360 yıllarında Kırşehir’de doğmuş ve 1425 yılında vefat etmiş bir müzik kuramcısıdır.

Yusuf Kırşehri: Türk Müzik Teorisinin Öncüsü

Kırşehri, yeryüzündeki müzik teorisi ile ilgili ilk eserlerden birini 1410 yılında Kırşehir’de kaleme almıştır. Bu önemli çalışma, XVI. yüzyılda İstanbul’da yazılan Kantemiroğlu Edvar’ından iki asır önceye tarihlenmektedir. İki eser arasındaki bu iki yüzyıllık zaman dilimi boyunca başka benzer çalışmalara rastlanmamıştır.

Yusuf Kırşehri'nin eseri, uygulamalı müzik eğitim metotlarına uygun olarak yazılmıştır. Bu özellik, eserinin sonraki kuşaklar tarafından kolayca benimsenmesini sağlamıştır. Kırşehri, dedesinin adını taşırken, babasının adı Nizameddin'dir. Genç yaşta, 1375-80 yıllarında babasının teşvikiyle Konya Medresesi’ne gitmiş ve burada Mevlevi tarikatına katılmıştır. Bu dönemde, Mevlana’nın torunlarından Emir Alim Çelebi’nin zamanına denk gelmektedir.

Kırşehri, Konya Medresesi’nde Farsça ve Arapça dillerini öğrenmiştir. Türkmenler tarafından Kırşehir’de anadilin korunmasına özen gösterilirken, Kırşehri, Mevlana'nın etkisiyle eserini Farsça kaleme almıştır. İlk olarak Bedr-i Dilşad tarafından kitabının makamlarla ilgili kısmı Türkçe’ye çevrilmiştir. Bu çeviri, Osmanlı dönemindeki müzisyenler tarafından makamlar konusunda önemli bir kaynak olarak kullanılmıştır. Kırşehri’nin eseri, müzik kuramı ve yazım anlayışı açısından dönemin önemli kuramsal müzik ustaları tarafından temel kaynak olarak kabul edilmiştir. Kitabının tam Türkçe tercümesi Mehmet Hariri tarafından 1469 yılında yapılmıştır. Farsça nüshası ise günümüze ulaşamamıştır.

Kırşehri, 1390’larda Konya’dan Kırşehir’e dönerek Mevlevi olarak ney öğretmeye başlamış ve Mevlevi sevgisini aşılamaya çalışmıştır. Türkmen kökenli olmasına rağmen, eseri Farsça yazmış ve bu dildeki çalışmalarıyla dikkat çekmiştir. Kırşehir, o dönemde siyasi ve sosyal açıdan hareketli bir dönem geçirmiş ve 1402 yılında Karamanoğulları'na bağlanmıştır. Yusuf Kırşehri’nin ölümünden sonra eseri, Bursa’daki medrese ve okur yazar çevresine ulaşmıştır. Eser, Mevlevihanelerin müzik merkezi olarak işlev görmesine ve Mevlevi müziğinin kuramsal bir yapıya kavuşmasına katkıda bulunmuştur.

Kırşehri, eserinin yazılma amacını, müziğin değerli bir bilim olduğunu ispatlama gerekliliği olarak açıklamıştır. Kitabında, on iki makam ve nakamlarla ilgili unsurlar, yedi avaze, dört şube, bunların on iki makamla ve yedi gök cismi ile dört unsurla olan ilişkileri, düzenlemeler, usuller, müzik biçimleri, müzikle ilgilenenlere tavsiyeler, insan yapısı ve günün saatlerine göre icra edilmesi gereken makamlar ve ilgili unsurların etkileri gibi konuları kapsamlı bir şekilde ele almıştır. Yusuf Kırşehri’nin bu önemli katkıları, kültürel bir değer olarak araştırmaların genişletilmesi ve derinleştirilmesini gerektirmektedir.